• DOLAR

    Alış:32.3794 Satış:32.3874
  • EURO

    Alış:34.9845 Satış:35.0749
  • ÇEYREK

    Alış:3766.6 Satış:3827.8

Ayasofya Egemenlik Simgesidir

ALİ BEKTAN

ALİ BEKTAN

Ayasofya Egemenlik Simgesidir

  • 27 Temmuz 2020, Pazartesi 23:40

Ayasofya Cami olarak ibadete dönüştürüldü ama Ayasofya’daki Resimler, İkonalar ve Mozaikler yerinde kalıyor. Bunları görmek isteyen yabancılarda girip gezebilecekler. Bazılarının saçma sapan bir şekilde bunların kaldırılmasının istenmesi ise İslam’ın diğer dinlere karşı olan hoşgörülüğünü yok etmek demektir. Peygamberimizden sonra gelen Türk Devletleri daima yabancıların din özgürlüğüne saygı duymuşlar ve izin vermişlerdir. Bu durum 711 yılından 1492 yılına kadar İspanya’da kurulan Endülüs’te de uygulanmıştır. Son olarak’ta Osmanlı Devleti de devam ettirmiştir.

Fatih’in vasiyetinden bahsedip Mustafa Kemal düşmanlığını yapan zümreye karşılık, 1934 yılında müze olmasını ona yüklüyorlar. Bunların yalan olduğunu tapu kayıtları ortaya koydu. Atatürk Ayasofya’yı Fatih Sultan Vakfı'na "Cami" olarak vermiştir. Bakanlar Kurulu 1934 yılında aldığı karar ile cami den müzeye dönüşüm sağlıyor. Birçok tarihçi de bu kararda Mustafa Kemal’in imzasının sahte olduğunda hem fikir olmaktadır. İstanbul'da o zamanlar nüfus az olurken, camilerde dolmamaktadır. Başta da Sultanahmet Camisi olmak üzere bu düşünülmesi gereken konulardan biridir.

İkinci olay ise Türkiye Cumhuriyeti yeni bir devlettir ve başında çok fazla sorun ve dert vardır. Batılılar yüzyıllarca Osmanlı Devleti ile istedikleri gibi oynamışlardı. Osmanlı’yı siyasi ve ekonomik olarak sömürmek için her türlüğü kötülüğü ve oyunları yaptılar. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı bitti derken Anadolu Türkleri Mustafa Kemal öncülüğünde Batı’nın desteklediği katillerle dolu Yunan Ordusunu yenip bu topraklardan attı. Lozan'da da devlet olarak tanındı.

24 Temmuz Günü Cuma Namazı kılınması Türkiye’nin gücünü gösterdi. Ancak, Diyanet İşleri Başkanı'nın Cuma Hutbesi'ne kılıç ile çıkması ve Mustafa Kemal’e lanet okuması bir rezilliktir. 1918-1923 arasındaki işgalden sonra İstanbul’u ikinci defa kurtaran bir kişiye Fatih’in vasiyetini bahane ederek lanet okuyan Ali Erbaş’a tepkiler dinmiyor. O güzel güne leke düşüren bu adam gelen tepkiler üzerine kendini savunmaya kalkması ise komik olmaktadır.

Ben de sorayım, Fatih’in vasiyetinin diğer maddeleri de uygulanıyor mu?.. Hayır..

Birçok vakfın malları da amaçlarının dışında kullanılmıyor mu?.. Kullanılıyor..

O zaman neden tepkilerden sonra geri dönüş yapıyorsun.

O lanet okuduğun adam Türk Milleti kutsal kitabında nelerin yazdığını öğrensin diye Elmalılı Hamdi Yazır’ a Kuran-ı Kerim’i Tercüme ettirdi. Bu tercüme 9 Cilt tuttu. 10 Bin adet basıldı ve 90 Bin kitabın parasını kendi maaşından ödedi.

Ve bugün o Elmalılı'nın tercümesi ile İlahiyat Fakültelerinden İmamlar mezun oluyor ve bu işi yapan adama Ali Erbaş lanet okuyor. Bu milletin vergilerini alıp lüks makam ofislerinde oturup, makam araçlarında gezip, Lüks otellerde konferanslar verip yurtdışına çıkan ve yüksek maaş alan Diyanet İşleri Başkanı, bu makamın adamı değildir. Böyle yaparak Cumhurbaşkanı’nı da zor durumda bırakmıştır ve istifa etmesi gerekiyor. Yunan Papaz kadar açık sözlü değildir.

Yunan Papaz'dan Ayasofya'nın cami olmasına övgü

Yunanistan'da, papaz Evangelos Papanikolaou, 'Ayasofya'yı koruyan Türkler olmasaydı, Ayasofya çoktan düşerdi' dedi.

Başkent Atina yakınlarında bulunan Rafina'daki Analipseos Kilisesi'nde düzenlenen ayinden sonra konuşma yapan Papanikolaou, ''Ayasofya gibi büyük bir yapıyı kim koruyacaktı? Türkler korudu.'' dedi. Papanikolaou, Türklerin Girit'te hiçbir kiliseyi kapatmadıklarını fakat Yunanistan'da Othonas'ın emriyle çok sayıda manastır ve kilisenin kapatıldığını da vurguladı.

Türklerin hüküm sürdüğü dönemde insaların dinlerini özgürce yaşayabildiğini ifade eden Papanikolaou, şöyle devam etti: ''Bu yüzden insanlar 'Latin serpuşu yerine Türk sarığı görmeyi tercih ederim' demişti. Bana kalsa ikisi de görülmesin ama ikisinden birini seçmek zorunda kalırsam Türkleri tercih ederim..''

Ayasofya'ya, müzeyken birçok turistin uygunsuz kıyafetlerle girdiğini ancak bundan sonra ayakkabısız, uzun bir elbise ve başörtüsü ile girileceğini söyleyen Papanikolaou, ''Bu, saygı göstergesi değil mi? Belki de bunu bir lanet olarak değil, bir düzeltme olarak algılamalıyız.'' şeklinde konuştu. Bunları da görmek gerekiyor.

https://www.bursaarena.com.tr/ayasofya-egemenlik-simgesidir-makale,4812.html

Yorum Yazın
CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

DİĞER YAZILARI tümü

Anket
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
yukarı çık